Odatv’nin kapsamlı bir biçimde araştırdığı ve büyük yankı uyandıran milyarder seks suçlusu ve pedofili Jefffey Epstein’in arkadaşlık ilişkileri, fuhuş adası, müşterileri, serveti ve benzeri konular bugünün gazetelerinde de geniş yer buldu. Köşe yazarları konuyu çeşitli boyutlarıyla irdeledi.
T24 yazarı Füsun Sarp Nebil “Jeffrey Epstein ve Victoria’s Secret ilişkisi” başlıklı yazısında Parça parça yayımlanan listelerde kimlerin olduğunu, Stephen Hawking’i, Melinda Gates ile Bill Gates’in boşanma konusunun konuyla ilgisini ve davanın geçmişini yazdı. Son yayımlanan listeler sonrası gündeme gelen Victoria’s Secret ile Epstein bağlantısını ise şöyle yazdı:
“Epstein ile Wexner (Victoria’s Secret kurucusu) ise 1980’lerin ikinci yarısında bir yerde tanışıyorlar. Ondan sonrası muamma. Milyarder girişimci Leslie Wexner tüm parasını üniversite diploması olmayan ve nereden geldiği belirsiz bir finansçı olan Epstein’a emanet ediyor.
Wexner’in Epstein’a kendi adına borç para alma, vergi beyannamelerini imzalama, insanları işe alma ve satın alma yapma yetkisi vermesi, Victoria’s Secret üst düzey yöneticilerini rahatsız etmiş. Epstein’ın para işlerini kontrol ediyor olmasını sorguladıklarını ama Wexner’den yeterli cevap alamadıklarını kaydediyorlar (aşağıdaki fragmanda da var). Yıllar geçtikçe daha önce Wexner’e veya şirketlerine ait olan New York’ta bir malikane, özel bir uçak ve Ohio’da lüks bir mülk (bugün toplam değeri yaklaşık 100 milyon dolar değerinde) gibi varlıklar Epstein’ın üzerine geçiyor.
Bunlar bugün hâlâ sorgulanan konular arasında.
Temmuz 2019’da tutuklanan Epstein’ın adada ya da diğer mülklerinde küçük kızları fuhuşa teşvik ettiği vs. konuşuluyorken, aynı yayımlanan bir New York Times haberi ve Hulu belgeseli, hikâyenin can alıcı diğer bölümüne odaklanıyor. Kendini Wexner’in finansal danışmanı atayan Epstein 90’larda bir yandan da kendisini Victoria’s Secret adına yetkili kişi olarak tanıtıyor. Güya manken seçimi gibi bir şey yapıyor. Davalara bakıldığında mankenlerden çok fazla şikayet görülmüyor ama mesleki olarak geri çekilmiş de olabilirler ya da belki yaşları uymamıştır.”
Star yazarı Hasan Hüseyin Öz, Epstein davasını, İsrail ile olan bağlantısını dökümanların yayınlanma zamanı ile ele alıyor. Öz’ün “Sapkın ideolojinin ağı” başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Meşum Epstein’ın oluşturduğu pedofili ağı hakkında konuşmaya yürek dayanmaz.
Vicdanı olan herkesi insanlığından utandıran bir olay.
Amerika başta olmak üzere bütün dünyayı kuşatacak şekilde siyasetçiden sözde düşünürüne, bilim insanına kadar uzanan çirkef bir ağdan bahsediliyor.
Bugünkü Siyonist katliamcıları şımartan, o, ırkçı entegristlere bir noktada güvenlik kubbesi işlevi gören bir ağ bu.
Epstein’ın İsrail’e çalıştığı herkesin malumu.
Geçmişte İsrail’e casusluk yapan Ari ben Menashe, Epistein’in oluşturduğu fuhuş ve pedofili ağı için şunları söyledi:
“Dünyanın dört bir yanındaki ünlüleri ve politikacıları tuzağa düşürmeyi amaçlayan bir istihbarat operasyonuydu.”
Amaç, şantajla etkin insanları İsrail’in politikalarına hizmet ettirmek.
İşte paylaşılan 900 sayfalık dosyada bu isimler var.
Peki neden şimdi paylaşıldı dosya?
Dedik ya, hukuku olmayan bir savaş bu.
Ve Siyonist Yahudilerin doğasına çok uygun.
Tecessüsü zorlayan, teşhiri dayatan, şantajı esas alan bir mantıkla üretilen mesiyanik bir politika.”
Hürriyet’ten Fulya Soybaş, Epstein kurbanları arasında bir Türk kadın olduğu iddiasını köşesine taşımış.. Bu iddia 2021 yılında Miami Herald tarafından yayınlanmıştı. “Epstein’in ‘seks adası’ ve kirli ilişkiler ağı” başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Listede, Epstein mağdurları arasında yer alan Florida’da emlakçılık yapan bir Türk kadın mağdur (Doe B.K. olarak verilmiş) da var. İddiaya göre o dönem 26 yaşında olan mağdur, Epstein ile 2006-2007’de patronunun evinde tanışmış. İfadesine göre Epstein genç kadını iş bulma vaadiyle sık sık evine davet ediyor, aynı zamanda kuaför de olan kadından saçlarını kesmesini istiyormuş. 2008’de kadın Epstein’in saçlarını kesmek için evine gittiğinde, kız arkadaşı Maxwell’in de yardımı ile Epstein’in cinsel istismarına maruz kalmış. Epstein, kadının pasaportuna el koymuş, sınır dışı ettirmek ve 8 yaşındaki çocuğunu elinden almak ile tehdit ederek, defalarca cinsel istismarda bulunmuş ve başka erkeklerle de beraber olmaya zorlamış. 2008’de genç kadın Epstein tarafından istemediği vajinal bir operasyona da zorlanmış. 2021’de Epstein hakkında maddi-manevi suç duyurusunda bulunan Türk mağdur, mahkemede “Müslüman olduğum ve yaşadıklarım ülkemde derin bir utançla karşılanacağı için adımın saklı kalmasını istiyorum” diyerek çok detaylı bir ifade vermiş.”
Ersin Çelik Yeni Şafak’taki köşesinde yayınlanan “Epstein sapkınlığı: LGBT dayatması ve pedofili gerçeği” yazısında Epstein skandalındaki çocuk kurbanları, Gazze’de öldürülen çocuklar gündemini ikinci plana attığını yazıyor. Ayrıca pedofiliyi LGBT ile ilişkilendiriyor. Çelik’in yazısından bazı bölümler şöyle:
“Amerika’da kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturmaktan hapisteyken ölü bulunan milyarder Jeffrey Epstein’ın davasından saçılan pislikler gündemi sarstı. Gazze’de öldürülen çocuklar yine ikinci planda kaldı evet, ancak zihnimizi esir eden soruların yanıtlarını bulacağımız sapkın düşüncelerin perdesi de aralanmış oldu.
***
Gazze’de üç ayda 10 bin çocuğun öldürülmesine sessiz kalan yaşam biçimini inşa eden insanlar ve devletler; Batı’da da nesilleri, pedofili sapkınlığı ve de LGBT lobileri eliyle soykırıma uğratıyorlar. Sessiz soykırım!
***
Şimdi sizlere, eleştirilerimi bir zemine oturtmak ve zihnen maruz kaldığımız sapıklığın daha net anlaşılması için, pedofilinin LGBT ile aynı düzlemde yürüdüğünün örneklerini vereceğim. (Aktarımlarımı, LGBT’nin tarihsel süreci ile sosyolojik gelişimi üzerine derinlemesine ve akademik araştırmalar yapan Avukat Hatice Beyza Öztürk’ün notlarından faydalanarak yapıyorum.)
Çocuk istismarının meşruiyet kazanması ve eşcinsel yaşamın bir parçası olarak kabul edilmesi düşüncesinin merkezinde Almanya var. Çocuklara eşcinsel yaşamın öğretileceği ilk LGBT kreşi 2022 yılında Berlin’de açılmıştı. Almanya bu konuda aşırı özgür ve öncü. Mayıs 2018’de Würzburg Üniversitesi’nde yapılan “Geleceğin Toplumları” temalı TedX konuşmasında Mirjam Heine isimli kadının pedofiliyi, homoseksüellik, heteroseksüellik, lezbiyenlik gibi bir cinsel yönelim olarak tanımlamamıştı. Heine konuşmasında, cinsel yönelimler nasıl değiştirilemezlerse pedofilinin de değişemeyeceğini ve değiştirilemeyeceğini, dolayısıyla toplum tarafından kabullenilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Burada “LGBT nerede” diyenler ve itiraz edenler olacaktır belki. Bakınız aşina edildiğimiz o harf kodlaması, hem örtbas etme hem de meşrulaştırmak için sihirli bir dizilime dönüştürüldü. Pedofiliye “cinsel yönelim” statüsü kazandırmayı başarırlarsa LGBT’nin sonuna sadece “P” harfi eklemek yeterli olacaktır.”
Bir diğer Yeni Şafak yazarı Gökhan Özcan da “Kötülük çıplak” başlıklı yazısında Epstein davasını siyonizm üzerinden ele alıyor. Yazının ilgili bölümü:
“Jeffrey Epstein dosyasından sızan kirli bilgiler, içinde zerre miktarı iyilik barınan herhangi bir insanı afallatacak nitelikte. Neden ‘nefret ettirecek’, ‘öfkelendirecek’, ‘lanet okutturacak’ gibi daha şiddetli fiiller yerine ‘afallatacak’ gibi daha ortadan bir fiil kullanıyorum bunu söylerken? Çünkü içinde iyilikten eser olan biri için, ilk duyduğunda hemen kavranabilecek şeyler değil bunlar… İlk tepki afallamak oluyor, çünkü böylesine bir kötülükler zincirlemesi, böylesine insanlıktan uzak bir canavarlık, böylesine ete kemiğe bürünmüş bir şeytanilik gerçekten anlaşılabilir, anlamlandırılabilir şeyler değil bizim gibi insanlar için… Bütün hatalarımıza, günahlarımıza, yanlışlarımıza, gizli açık ayıplarımıza rağmen bu böyle… Çok şükür ki böyle!
Pedofili, tecavüz, en iğrenç cinsinden işkence ve cinayetler… Bütün bunları şantaj amaçlı bir şekilde gizlice kayda alarak kişileri değil, devletleri, yönetimleri, kraliyet üyelerini, finans ve medya kuruluşlarını, şov dünyasını, şöhretli sporcuları ve daha kim bilir kimleri esir alan, parmağında oynatan bir ifrit şebekesi… Arkasında yine siyonist baronlar var.”