“`html
Türkiye, içsel ve dışsal dinamiklerini uyumlu hale getirme yolunda henüz başarıya ulaşamamıştır.
Burada dikkat çekici bir durum var: İki yüzyıllık Türkiye’den bahsederken, tarih yazan, oyun kuran güçlü bir irade yerine, tarih yazma iradesi yok edilmiş bir varlıktan söz ediyoruz.
Diğer yandan, iradesiz bir Türkiye, iç dinamikleriyle ülkeyi kaos, belirsizlik ve iç çatışma döngüsüne ittiğini engelleyemez.
TÜRKİYE’NİN SÖZÜ: EHL-İ SÜNNET AKÎDESİ VE İRFÂNÎ DERİNLİĞİ
Modern Türkiye’nin, Müslüman bir kimliğin tarihî köklerinin yok edilmesiyle şekillendiği ve bu süreçte İslâm’ın toplumsal dinamizmini kaybetmesi nedeniyle, şu an dünyaya duyuracak bir sözü kalmamıştır.
Bu yol çıkmaz bir sokaktı; bizi bizden de uzaklaştırarak tüm hayallerimizi yok eden bir anlayışla, sonunda kimliğimizden kopmamıza yol açan bir duruma sürüklenmemize neden oldu.
İç dinamikler, medeniyet anlayışımız etrafında bir araya gelmezse, Türkiye, dışarıdan gelen tehditleri aşmasına rağmen içeriden kuşatılmaktan kurtulamayacaktır!
Eğer Türkiye, içten gelen bu tehditlerle ve tarih yazma iradesine yönelik saldırılarla baş edemezse, yok olmaktan kaçınamayacaktır.