CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yeniden aday olacağı kurultayda, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ya da işaret edeceği bir ismin aday olup olmayacağına ilişkin tartışmalar sürüyor. Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili sohbetini yayımladı. İşte ikili arasında geçen diyalog…
“SOHBETİMİZE esprili bir şekilde başladık…
Birçok kişinin adaylığı üzerinde tartıştığını, bazılarının aday olacağını söylediğini, bazılarının da 600 imza olmazsa olmayacağını söylediği iddiasında bulunduğunu anımsatınca gülmeye başladı…
“Bunları söyleyenler keşke bir de bana sorsaydı…”
Sohbetimiz şöyle devam etti:
– Onlar sormamış olabilir ama ben sormak için aradım, aday mısınız?
Kılıçdaroğlu: Hayır efendim. Ben aday değilim…
– Kurultaya gidecek misiniz?
Kılıçdaroğlu: Biliyorsunuz bir süredir Bayram dolayısıyla tatildeyim. Eğer davetiye geldiyse giderim. Ofiste olmadığım için davetiyenin gelip gelmediği hakkında da bilgim yok. Bir iki güne döneceğim, eğer davetiye gelmişse giderim.
– Bu arada aday olmanız için imza toplayanlara kaç imza topladığınızı sorduğunuz, 400 civarında kaldığını öğrendiğinizde de 600’ü bulmaları halinde adaylığı düşüneceğinizi söylediğiniz ileri sürülüyor…
Kılıçdaroğlu: Az söylemişler. Madem istemişim niye az olsun, şöyle 750-800 olsaydı bari… Az demişler, 800’ü geçseydi…
Bunları söylerken kahkahaları espri olduğunu da kayda geçiriyordu…
HERKES ADAY YAPIYOR
Kimsenin açıp kendisine sormadan hakkında yorumda bulunduğunun altını çizdi…
“Herkes aday yapıyor ama ben aday değilim…” dedi.
Biraz da sohbet ettik…
Son dönem hakkında bu kadar çok konuşuluyor olmasından yakındı.
Bayram tatili nedeniyle gittiği Ege’deki bir dinlence yerinde istirahat ettiğinden söz etti; hakkında bugüne kadar ileri sürülen iddiaların çoğunun da gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
Anladığım kadarıyla bu noktaya getiriliyor olmaktan kendisi de bıkmış…
Kurultaya bakışında da bir değişiklik yok; zaten daha önce alınan kararı desteklediğini belirtmişti.
Onun ötesinde diğer konular üzerinde fazla konuşmak istemedi; bazı şeyleri de sohbette bıraktık…
Sonuç olarak şurası kesin ki Kılıçdaroğlu Olağanüstü Kurultay’da aday değil; Kurultay’a da eğer davet geldiyse gidecek…
ÜÇ YÖNTEMDEN HANGİSİ?
Gelelim Genel Merkez tarafına…
Bu Kurultay da son yapılanın delegeleriyle gerçekleşecek.
Özgür Özel’in Genel Başkan seçildiği Kurultay’da karşı cephelerde yer alan delegeler bir süredir Ankara’da parti kurullarının hangi yöntemle belirleneceğini sorguluyor…
CHP’nin Kurultay Yönetmeliğinin 18 ve 21’inci maddeleri net…
Üç yöntem var…
İlki, aday olmak isteyenlerin isimlerini yazdırdığı ve delegelerin göreve gelmesini istediği kişiye başka bir listeye bağlı kalmaksızın oy verdiği çarşaf liste…
İkincisi, bu çarşaf listeye Genel Başkanın %10 veya %20 oranında kontenjan kullandığı veya aday önerisinde bulunduğu, anahtarlı çarşaf liste…
Sonuncusu da herkesin kendi kadrosunu belirlediği Genel Başkan adaylarının sadece kendi ekibine yer verdiği blok liste…
KESİNLİKLE ÇARŞAF LİSTE
CHP lideri Özgür Özel’in en yakınındaki arkadaşları ile iki gündür konuşuyorum…
Özgür Özel’in Genel Başkan adaylığını tek başına gerçekleştireceği kurultayda bir sürpriz olmayacağı konusunda onlar da eminler.
En yakınında olduğu herkesin malumu bulunan iki milletvekili isimlerinden söz etmemi istemedi, ancak şu cümlelerini köşe yazımda aktarmamda da sakınca görmedi:
“Bu kurultayda kesinlikle çarşaf liste çıkacak… Herkes aday olur; delegeler de onun içinden tercihini yapar. Genel Başkan da sandıktan çıkanlarla birlikte çalışır. Hükümettekilere karşı her kesimle birlikteliğe, kol kola girmeye ihtiyaç duyduğumuz süreçte, kendi içimizde ayrışamayız. Herkesi kucaklayan bir kurultaya tanıklık edilecek…”
CHP’de Kurultayın da bu şartlar altında çok uzaması veya gerilimli bir şekilde sonuçlanmasını da kimse öngörmüyor.
Zaten Çarşaf Liste olmasaydı, Genel Merkeze muhalif olanlar da salonu terk etme planlaması yapıyordu.
Çarşaf liste olunca herkes rahatladı…
Hafta sonu CHP, yer darlığı gerekçesiyle basına kapalı, izleyicisi oldukça sınırlı bir kurultay yapacak.
Özel bir anlamda güven tazelerken, liderliğini ilan edecek.
Yeni yönetimin içinden seçileceği partinin en üst organında da geçen seferden farklı bir tablonun ortaya çıkması da kaçınılmaz olacak…”
