Altın şahlandı!

Piyasalar Altın İçin Yükseliş Sinyalleri Veriyor

Piyasalar, 2025 yılına küresel çapta enflasyon ve resesyon ikilemi arasında merkez bankalarının para politikalarında gevşeme dönemine girilmesi beklentileriyle başladı. Bu süreçte dolar endeksindeki zayıflama, devam eden küresel belirsizlikler ve ABD’de federal hükümetin 3. çeyrekte bütçe yetersizliğinden ötürü kapanması, yatırımcıların güvenli liman arayışını artırarak altına olan yönelimi güçlendirdi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte gündemde öne çıkan “tarifeler” konusu, küresel ekonomik görünüme dair endişeleri artırdı. Bu durum, ülkede enflasyon baskılarını artırarak Fed’in politika adımlarını daraltabileceği yönündeki soru işaretlerini de beraberinde getirdi.

Ayrıca, ABD’deki potansiyel bütçe açığı endişeleri, altın fiyatlarını destekleyen diğer faktörler arasında yer aldı. Ülkenin korumacı politikalarının olası etkilerine dair kaygılar sürerken, federal hükümet, yeni mali yıl öncesinde Kongre’nin geçici bütçe tasarısını onaylayamadığı için kapandı.

Geçici bütçe tasarısının Kongre’den geçememesi sonucu yaşanan kapanma, Aralık 2018’de başlayan ve Ocak 2019’da sona eren 35 günlük kapanmadan bu yana ilk kez gerçekleşti. Bu süreçte, dünyanın önde gelen merkez bankalarının altın alımları ve Çin’den gelen talep, altın fiyatlarındaki yükselişi destekledi.

Altın Yılın 9 Ayında Yüzde 47,6 Değer Kazandı

Bu gelişmelerle birlikte altının ons fiyatı yılın 9 ayında %47,6 artarak 3.871 doları aştı. Eylül ayında görülen %11,9’luk aylık yükseliş, en büyük artış olarak kaydedildi. Altının ons fiyatı şubat, mart ve nisan aylarında tarihi zirvesini gördü.

Tarifelerin enflasyon ve büyüme üzerinde olası olumsuz etkilerine dair endişeler, Fed’in genişleyen faiz indirimi öngörüleri ve jeopolitik gerilimlerin etkisiyle altının ons fiyatı hızla yükseldi. Eylül ayında 3.871,69 doları gören altının ons fiyatı, 1 Ekim’de 3.895,36 dolarla yeni bir zirveye ulaştı.

1979’dan bu yana en yüksek yıllık artış yolunda ilerleyen altının ons fiyatı, 1979 yılında yatırımcısına %126,5 kazanç sağlamıştı.

Ole Hansen’in değerlendirmesine göre, altın fiyatlarındaki yükseliş, merkez bankalarından gelen artan taleplerin piyasayı desteklemesiyle şekilleniyor. Yakın tarihteki en uzun soluklu yükselişin 2001’den 2011’e kadar süren dönemi olduğunu belirten Hansen, altının cazibesinin yeniden arttığını ifade etti.

Altının Ons Fiyatı 1 Ekim’de Yeni Bir Rekor Kırdı

Hansen’e göre, altının ons fiyatı yılın 9 ayını takiben 1 Ekim’de 3.895,36 dolarla yeni bir rekor kırarak tarihi zirvelere ulaştı. Ancak kısa vadede odak noktasının 4.000 dolar seviyesinde olduğunu belirten Hansen, Fed’in bağımsızlığının zedelenmesi durumunda fiyatların daha da yükselme riskine dikkat çekti.

Ole Hansen, ABD’deki federal hükümet kapanmasının siyasi sistemin kırılganlığını gözler önüne serdiğini ve bu durumun altını daha da cazip hale getirdiğini vurguladı. Altın fiyatlarındaki yükselişin, somut yatırımların nasıl değerlendirileceğine dair eğilimlerin genişlemesine işaret edebileceğini sözlerine ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir